25 Ocak 2011 Salı

Granta 111


Granta'nın 111. sayısını okuyorum dünden beri. fena gerçekçi öykülerle çizmişler çerçeveyi. Aslında Leila Aboulela'nın Sudan (Hartum-Londra) öyküsü naif bir başlangıç bile sayılabilir. Ama o gerçekçilik üslubuna aralıyor insanı. Janine di Giovanni'nin Saraybosna hesabı sade sertlikte. Nicholas Christopher'ın şiirini beğeneceğimi hiç sanmamıştım okurken, ama biterken anlattı neyi iyi yaptığını. Chimamanda Ngozi Adichie'nin Lagos(Nijerya) öyküsü de sadelik içinde. Claire Vaye Watkins'in bir trafik kazasında bulunan arabadaki adrese mektuplardan oluşan öyküsü de eski yıllara götürdü beni. (Ki bu sayının üst başlığı da Going Back/Geçmişe Dönmek) Ama başlığa dikkat etmeden bile okunsa eski yıllara götürüyor...

en iyisi bir öykü daha okuyup uyumak...

Tango


Sıcak Nal'ın 6. sayısının Takip köşesinde yayınlanan Islak Yoldan Kurtuluş yazısını toparlarken madem cinsellik üzerine filmlere baktım da neden daha geriye gitmedim ki? neden yakın dönemde izlediklerimden ibaret bir okumaya yaptım? Linda Williams'ın Screening Sex'ini karıştırırken düşündüm bunu. Keşke Paris'te Son Tango üzerinde de dursaydım. Williams, Bertolucci'nin bir ilişkinin bir adamın bir kadının parametrelerini hikayesini bizzat doğrudan seks sahneleriyle anlattığından bahsediyordu. film baştan başa seks üzerine gibi algılanmıştı. eğer yazabilmiş olsaydım, Lady Chatterley'in hala ayrıksı bir yerde durduğunu söylemek isterdim: çünkü Bertolucci'de sorunlar cinselliğe yansıtılmakta, sorunlar cinsellikle çözülmek istenmekte, kısmen (geçici) başarılar elde edilmekte, sorunların gevşediği momentten itibaren de cinselliğe ihtiyaç kalmamakta ve cinsellik havası kaçan balon misali sağa sola çarparak sönümlenmekte. yani gene bir cinsellikle kurtuluş alıştırması var, tabii benim yazıda andığım diğer filmlerden çok daha derin bir yapı, ve de doğrudan belirsiz bir kurtuluş metaforu, orgazmik bir altın çağ metaforu yerine çok daha alçakgönüllü ama karmaşık bir yerli yerine oturtma şeması var.
sonra Deep Throat üzerine de uzun bir bölüm vardı Williams'ın kitabında. (Her iki film de 1972 tarihliydi yanlış hatırlamıyorsam). Deep Throat ve Son Tango üzerine o günlerin dergilerinde çıkan heyecanlı, kucaklayıcı yazıları, o övgü yazılarında kullanılan dili çözümlemesini okumak hayli keyifli Williams'ın. Deep Throat'a açılan müstehcenlik davasıyla ilgili tartışmalar da ayrıca ilginç geldi. özellikle çağrılan Freudyen bilirkişinin klitoral orgazma karşı olmak üzerinden filme yaklaşımı... Filmin Amerikan toplumunda cinsellik ufkunu tek başına değiştirmekte oynadığı öncü rolü de tartışıyordu Williams.
Deep Throat mesela Chatterley gibi cinsellik sayesinde kurtuluşu değil cinselliğin bizzat kurtuluşunu ana dert edinen bir hikayeye sahip. cinsel hayatın kendisi meşru bir dert, başka dertlerin çözümü için araç değil.
Duyular İmparatorluğu'na ise koca bir chapter ayırmış Williams. Duyular İmparatorluğu'na değinmemiş oluşuma da hayıflandım. Duyular İmparatorluğu gibi bir klasik üzerine de düşünülmeliydi öyle bir çerçevede.
neyse, ne yapalım. oldu artık bir kere.

Tango demişken, tango günümüzde bir app! telefondan telefona iphone ve android yüklü telefonların internet üzerinden konuşmasını sağlıyor. tabii Tango için iki kişi lazım esprisini programı yükledikten sonra, biraz geç olarak idrak ettim -ancak karşı tarafta da yüklüyse çalışıyor!
neyse, hemen silmedim. belki bir faydasını görürüz...