4 Şubat 2009 Çarşamba

Bulent'in iki yazisi

Bulent'in iki ilginc yazisini birden okudum biraz once.
biri su: Psikolojik Kurabiyeler
http://www.birgun.net/writer_index.php?category_code=1185991320&news_code=1232534904&day=21&month=01&year=2009
digeri de
Gokyuzunu Kazimak
http://www.birgun.net/writer_index.php?category_code=1185991320&news_code=1231928904&year=2009&month=01&day=14

guzel birsey yakalamis. Ergenekon dalgasinin Susurluk-90lar-derin devlet vs ayagini biz zaten goruyor ve gosteriyorduk cunku "gozlerimiz karanliga alismisti, biz karanlikta herseyi oldugu gibi gorebiliyorduk".
evet sol buydu turkiyede. karanlikta herseyi oldugu gibi gorebilen bir konumdaydi. ve gorduklerini de soyluyordu. ama giderek sesi gurultuye getiriliyor, veya kisiliyordu.
simdi ergenekon cikti, o zamanlar soylenenler sonradan birden baska bir dille ve baglamda baska seylerle birlikte paketlenmis olarak geri geldi.
(hatta bugun bile ne bileyim Aygan'in Ozgur Gundem aciklamalari Taraf'ta yepyeni birsey gibi sunulunca birden yepyeni bir sey gibi oluyor gercekten. paket meselesi biraz da.)
90lar uzerine, ozellikle de 1000 operasyon yaptikcilar uzerinde duruyorum bir suredir -ama karanlikta goren paketimizden kopmaya pek niyetim yok.
orada baglam bizimdi.
simdi galiba gozumuze isik tutuyorlar -karanliga alismis gozlerimiz birden bu isik tutmalar altinda goremez oldu dogru duzgun.
bir karisiklik var.
secememe.
seraplar.
-
Bulent bir de tanimadigimiz kisilere kurabiye firlatmaktan bahsetmis.
beni yillar oncesine goturdu, bir sergi acilisinda, yerler eoturup tanimadigimiz da tam denemez de unlu ressamlara leblebi attigimiz o gunu...(galiba, yanlis hatirlamiyorsam, Adnan Coker'le ozellikle ugrasiyorduk)
genclik iste... hayat tuhaf...
fakat dusunuyorum da kurabiye leblebiden cok daha ciddi tabii. hele ki kurabiyeler mesela biraz sertse!
-
Bulent belli ki ergenekon dalgalanmalarini eski-soldan besleyip bugun-tekrar-sola cekmek istiyor. mesela kazilarda silahlara ulasilmasini metafora donusturup kultur sanat alaninda da siyaset alaninda da kazilara davet etmis bizi...

soyle bir sahne canlaniyor gozumde: karanlikta gorebilen gozleriyle kazilar yapan, silahlar, kitaplar, katiller, hakikatler, siirler, ofkeler bulan ve de belirledikleri hedeflere kurabiyeler atan kisiler!
(devrimciler demek gecti icimden ya neyse)

Davos davasi

Murat Belge "belli ki bu ulke yeryuzunde sozu gecen guclu bir lidere sahip olmak istiyor" demis ya, Davos'tan sonra. sadece sahip olmak istemiyor boyle liderlerin cogalmasini da istiyor, veya iki duygu karisiyor. suradan soyluyorum, ayni gun, yanlis hatirlamiyorsam tam o gunku gazetede, Putin ile Batinin bir catisma sahnesine dair bir haber de yeraldi. habere gore Putin, Dell sozcusu/patronu vs olan bir adami 'azarlamisti'. ya da onun gibi bir sey, 'haddini bildirmisti' vs.
haberin altindaki yorumlarda ciddi bir tebrik, ozenme, alkis yogunlugu vardi -Putin iyi ki varsindan, bizim niye Putinimiz yoka uzanan...(milliyetin sitesinden abhsediyorum)
zaten Putin'in sergiledigi performansin son yillarda Turkiyede kimileri icin tam bir hiza duygusu yarattigini daha once islemistim.
ama basbakanin davos dayilanmasina iki keyifli cevap yildirim turker ve gokhan ozgunden geldi galiba.
sonucta oz olarak soyledikleri sey yelpazenin farkli yerlerinde dursalar da ayni -zaten akla bizim burdan bakinca ilk gelen sey.
kimse Kurtleri hatirlamayacak mi?
soru bu elbette.
simdi biz de yutacak miyiz gosteriyi?
bir dakka bizim defterler daha acik, dur bak beraber okuyalim sen unuttuysan...
tavir da bu.
ama mesele usluba da bakiyor.
ve de bazi seyleri gozden kacirmamaya, bazi tuzaklara dusmemeye.
Turker de Ozgun de basbakanin monser lafina gore gardlarini almislar.
uslup oradan sekillenmis.
soyle bir sey hissettim, Turker sanki ailesiyle acikhavada bir konser falan dinlemeye gelmis, o sirada herifin teki patronaj cekiyor, ne bileyim minderlerini aliyor veya yerlerini gaspetmeye kalkiyor ya da baska birsey. simdi Turker de cok kibar modern gorunumlu falan ya, kavgadan anlamaz diye tahmin ediyor herif. Turker de bunun uzerine babalik ben o dili bilirim bakma tipime mesaji verecek birseyler soyluyor. adam hareketlerine dikkat etmesi mesaji alsin icin.
ote yandan Ozgun bir piknikte. oglu etrafta top oynuyor falan. Ozgun de cok efendi bir adam gorunumunde ama bir yandan da hani cimenlerin uzerinde rakisini yudumlarken top oynayan oglunu falan da seyreden bir yani var. o sirada herifin teki oglunu bir yerden kovuyor, kovarken de kufuru basiyor. Ozgun yerinden kalkiyor, hicbir sey demeden adama yaklasiyor ve direk bir kafa atiyor! ardindan da konusmaya basliyor...
iki uslup farkliligi boyle sahneler canlandirdi gozumde.
sonucta iki cevaptir iki pozisyondur ikisi de belirli bir boslugu doldurmuslar cok sukur.
buralardan hep devam etmek cogalmak durumundayiz.
usluplari kastetmiyorum, onlar kisisel tercihler.
ama bu elestirel pozisyonun bu tip durumlarda tak diye ortaya cikabilmesi guzel ve daha da cok olmali...

gosteriyi bozup numayislare alan acmak icin ihtiyac var bunlarin hepsine...