ÇEVİRİDE KAYBOLAN
POCOYO: PEPEE
Ünlü İspanyol çizgi
filmi Pocoyo'nun Türkçe uyarlaması olarak başlayıp giderek
gelişen, oyuncakları dergileri bile çıkan Pepee'yi üzülerek
izlemekle yetinebilirdim. Ama Radikal'de Alpbuğra Bahadır
Gültekin'in 23 Kasım tarihli Pepee Neden Üzülüyor?
başlıklı yazısındaki övgü satırlarını ve öne çıkarma
tutumunu görünce sessiz kalmamaya karar verdim. Pepee talihsiz bir
deneme olarak bir kenarda bırakılmayıp çocuklara bir değer
olarak sunuluyorsa eğer buna kesinlikle itiraz etmek gerekiyor.
Birincisi, Pepee'nin Pocoyo'nun bir uyarlaması, yer yer doğrudan
taklidi olduğu marjinal bir iddia değil. Pocoyo gerek senaryosuyla
gerek çizimiyle muhteşem bir çizgi film, herkes etkilenebilir.
Ancak Pepee'nin yapımcıları kahramanları, konsepti, çizim
dilini, kısacası bütün görselliği ve fikri Pocoyo'dan
uyarlamakla yetinmemişler aynı zamanda pek çok Pocoyo bölümünü
de birebir uyarlamışlar. Türkiye ciddiye alınacak bir pazar olsa
açılacak bir intihal davası TRT'ye pahalıya mal olabilirdi. Öte
yandan, Pepee'nin Pocoyo'nun üstüne şablon konulup yapıldığı
öylesine bariz ki Pepee çalıntıdır diye ortaya çıkmak insana
gereksiz geliyor. Zaten dikkat çekmek istediğim esas sorunlar
Pocoyo'yu uyarlamaya karar verdikleri anda değil, sonrasında
başlıyor. Bu sorunları iki ana öbekte toplayacağım: a)
Pepee'nin yapımcılarının çeşitli yayın organlarında altını
çize çize Pepee'yi 'çok sayıda ilke imza atmış' yüzde yüz
yerli üretimin övünç kaynağı bir Türk çizgi filmi olarak
lanse etmeleri, b) Pepee uyarlanırken yapılan 'kültürel
uyarlamaların' niteliği ve çocuklarımıza nasıl bir kültür
iletildiği. Pepee (görebildiğim kadarıyla özellikle Kürt
ebeveynleri iyice rahatsız edecek biçimde) her yere Türk
bayrakları dikiyor, milliyetçi propaganda yapıyor ve Türk
çizgifilmciliğinin dünyaya meydan okuması gibi sunuluyor. Bu
kadar milliyetçiliğin orijinal bile olmayan bir eser üzerinden
inşa edilmesi ilginç değil mi? Bana 'ya sev ya terket' sloganının
da Amerikan faşistlerinden alınmasını hatırlatıyor. Hadi bunu
da geçelim, peki uyarlamaların kendisine baktığımızda ne
görüyoruz diye soralım. Pocoyo Anadolu'ya indiğinde nasıl bir
çocukluğa dönüşmüştür acaba? Çeviride kaybolan öyle çok
nitelik var ki. Mesela Pocoyo'da dış ses kahramanlarımızı hep
çaktırmadan yönlendiriyor, çocukların kendi kendilerinin bilgiyi
bulmalarına aracılık etmeye odaklanıyor, kafasındaki ezbere
bilgiye değil hayalgücüne saygı duyuyor, çocuklar hata
yaptıklarında asla Pepee'deki tahammülsüz, sabırsız dış ses
gibi horgörerek, oh olsun diyerek aşağılamıyor, en kof
didaktizmle doğrudan düzeltmeye kalkmıyor. Pocoyo ne kadar neşeli,
pozitif, hep gülmeye, dansetmeye, oynamaya, eğlenerek öğrenmeye
eğilimli bir çocuksa Pepee de o kadar sinirli, huysuz, arsız,
memnuniyetsiz, gergin bir çocuk. Aslında Pocoyo çocuklar
düşünülerek çekilmişken Pepee Türkiye'deki belirli bir ebeveyn
tipi düşünülerek uyarlanmış. Pocoyo çocukları hayranlıkla
izlenecek ve biraz rehberlikle beraber öğrenilecek birer hediye
olarak görürken Pepee çocukları tez adam edilmeleri gereken
başbelaları olarak gören Türk ebeveynlere hitap ediyor. Pocoyo
okul öncesi çocukların öğrenmeyi öğrenmesine odaklanmış, o
yüzden neşeyle öğrenmeye alıştırıyor. Pepee ise hem okul
öncesine seslenirken bir yandan da yaşgrubunu şaşırıyor, hem
de, daha mühimi, öğrenmeyi öğretmekle ilgilenmiyor ve onun
yerine kimi Türk ebeveynlerin çocuklarına acil öğretilmesini
istedileri bazı görgü ve bilgileri çocuk psikolojisini hiç
umursamayan bir bıkkınlıkla çocukların kafasına kakmaya
uğraşıyor. İnternetteki izleyici forumlarında Pepee'den
memnuniyetini dile getiren ebeveynlerin en çok altını çizdikleri
noktalar da bunlar: Pepee çocuklara altına yapmamayı öğretmeye
çalışıyor, rakamları öğretiyor, küçük kardeşine iyi
davranmayı öğretiyor, anne babanın işe gitmesini anlayışla
karşılamayı öğretiyor, saçma sapan konuşmaktan kurtarıp
düzgün konuşmayı öğretiyor, gürültü yapıp kafa şişirmemeyi
öğretiyor (abartmıyorum gerçekten 'kafam şişti' diye
inleyebiliyor Pepee'de dış ses); hülasa çocuklarını birer
ayaklı sorun olarak algılayan ebeveynleri sorun çıkarmama
öğretileriyle çocukların beyinlerini yıkayan bir çizgi film
konseptiyle tavlıyor. Pocoyo'ya bir sürü telif vereceğimize yerli
sanatçılarla Pepee'yi uyarladık, Türk çizgi filmi kazandı
diyorlar, dolaylı olarak. İyi güzel öyle olsun, ama bari şu
içeriği de kendi karanlığımıza benzetmeseydiniz! Pocoyo kadar
çocukları sevebilseydiniz. Pepee'nin pedagojik danışmanları
olduğu iddia ediliyor ama bu nokta da fena halde kuşkulu. Siteden
eski danışman listesini tepkiler üzerine kaldırdılar sözgelimi.
Pepee'yi tüm bunların ışığında başa dönerek üzüle üzüle
izlemek gerektiğini söyleyebilirim: Türkiye'nin hala daha çalıntı
eserlere Türk Malı etiketi yapıştırıp milliyetçi
böbürlenmelerle, klasik 'Türk'ün Türk' propagandası' dilinde
kendi kendini pazarlaması adetinin devam ettiğini gösterdiği için
üzücü; Türkiye insanının daha çocukluktan nasıl bir muameleye
alıştırıldığını, ne tür bir çocuk kavrayışının dominant
olduğunu ve çoktan normalize edilmiş olduğunu gösterdiği için
üzücü; ve de, en doğrudanı, Pepee gibi mutsuz bir çocuğu tüm
dramıyla ve buralı 'kaderi'yle insana izlettirdiği için üzücü.
Çeviride kaybolmuş bir çocuk Pepee. Salt Pepee üzülmüyor, biz
de üzülüyoruz.