15 Mayıs 2010 Cumartesi

ayça seren ural

yıllardır benimleydi Pogo, Ayça Seren Ural'ın kitabı, yeni okudum. hep böyle geriden geliyorum zaten bilen bilir. 7 yıldır benimleymiş kitap. bir gün punk-edebiyat veya yeraltı-edebiyatı gibi bir konuda yazacak olursam düşünecek olursam okurum diyordum galiba bir ara gözüme iliştikçe. neyse, velhasıl, sonunda içine düştüm.
gerçekten bir punk kadını maceraları-anıları, altkültür yaşamından, ergen psikolojisinden örneklerle dolu. böyle bir beklentiyi karşılıyor görünümde. onun dışında başka şeyler de var ama. ağlak değil bir kere, fazladan edebi değil, sevdim kısacası. Genç Thelma and Louise -veya ilerledikçe bir Baise Moi estetiği. 2 genç kızın, biri zengin çocuğu diğeri daha alt sınıftan (orta veya ortanın altı), biraraya gelip bir yakınlık grubu, bir takım oluşturup aşklarıyla macera arayışlarıyla sınırları tanımazlık üzerinden kendilerini kuruşlarıyla eski deyimle bir 'serüven' yaratmaya odaklanmaları. Thelma ve Louise 1991 yapımıymış. Baise Moi 2000. aslında Baise Moi daha ağır basıyor -nihilizme de yakınlığıyla. cinsellikten de sert geçişiyle. galiba 2000 yılının başka bir olayıyla birlikte okumak gerek: Ingrid Noll'un Sevdiklerimin Kelleri adlı romanına... Sevdiklerimin Kelleri gerçekten çok etkili bir kitap, Türkçedeki basımı 2000 (İletişim, çev. Erol Özbek). Can yayınlarından da 3 kitabı çıkmış, onları okumadım, arayıp bulmaya değebilir. Sevdiklerimin Kelleri'nde iki genç kızın Amok koşuları cinayetlerle inanılmaz yürüyor. (Galiba 2003 tarihli Perihan Mağden'in İki Genç Kızın Romanı da bu paranteze alınmalı).
neyse, ben Ayça Seren Ural'ı sevdim, hemen idefixten baktım, o yıllarda ardarda 2 kitabı daha çıkmış, en son 2005te. O kitaplara da ulaşmaya çalışmak gerek. Kitabın sonundaki Stüdyo İmge kitapları listesine bakınca şaka maka Stüdyo İmge'nin zamanında bir yeraltı edebiyatı hattını iyi yakaladığını görüyor insan. Biz de 2002'de Stüdyo İmge'de bu hattın siyaset ayağına bağlanan kitaplar yayımlamıştık. Başka Bir Dünya Mümkün ve Bağbozumları. Hatta TAZ.
bugün ne yaptığını de merak ettim. internetten bakınca 2005den bugüne bir sessizlik var gibi.
aslında kitap salt pogoyu anlatmıyor, pogodan amoka giden bir yolu anlatıyor. ya da belki de pogo hep buydu...




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder