13 Ekim 2010 Çarşamba

özlemişim İngiltere'yi

uçak inişe geçerken, Heathrow üzerinde, İngiltere anıları bana sokuldular ve inene kadar da onlarla oyalandım. indik, daha havaalanına girerken içime hoş bir duygu yayıldı. ama en komiği şuydu, tam pasaport kuyrugunda beklerken, içimden "özlemişim İngiltere'yi" cümlesini kurdum, gülümsedim, ve bir dakika sonra İngiliz polisi benden parmak izimi alıyordu!!
:)
işte buna gülünür dedim haliyle.
hem başparmak hem de işaret parmağı izi verdim İngiliz hükümetine.
bundan sonra cinayet işleyecek olursam daha dikkatli olmam lazım artık database beni de içeriyor gibisinden zayıf iç espriler yaptım.

artık Türkiye'de de pasaport alırken parmak izi veriyormuşsun. ben alırken yoktu böyle şeyler.
İngiliz gümrük polisi de neden parmak izimi alıyorsunuz sorusuna "vizenizi 2007'de aldığınız için parmak iziniz kayda geçmemiş, o yüzden şimdi alıyoruz" diye cevapladı!
yani neden alıyorsunuz sorusuna bile neden şimdi cevabı geliyor. neden neden değil.
evde olsak Ada'ya derdim çek bir Neden Neden Ailesi! (böyle bir çizgi film var ya)

Atatürk havalimanında da şöyle bir komedi ürettim kendi kendime: bizde hani havalanına ilk girerken de bir aramadan geçiliyor ya, o arama sırasında Londra'da kullandığım Oyster kartımı pantalonumun sol cebine koymuştum, pasaportun yanından, pardesümün iç cebinden alıp. pasaportu çıkartıp durucam şimdi bir yerde düşmesin kaybolmasın düşüncesiyle. sonra içerde böyle birşey yaptığımı tamamen unuttum. buradaki ev ahalisine ve bölümdekilere götürmek üzere lokum falan alırken aklımdan uçtu gitti. alışveriş sırasında duty freelerde pasaport da gösteriliyor ya, tam pasaportumu cebime geri koyuyordum ki Oyster kartımın olmadığını farkettim cepte! birden panikledim. lanet olsun dedim düşürdüm bir yerde. biliyordum düşebileceğini. hemen danışmaya gittim. telefonla arama noktalarına sordurttum. Oyster kartın ne olduğunu sorduklarında da 'Londra akbili' diye tarif ettim! neyse, bir süre görevliler kayıp bir Londra akbilini aradılar ama bulamadılar. ben de üzütüyle kös kös uçağıma doğru yürümeye başladım. Ve derken pat elime geldi Oyster. Aaa pantalon cebimdeymiş oldum. Ve sonra bütün süreci hatırladım.

düşündüm, belli ki dedim, kendimin bir adım önündeyim!
kendimden bir adım önde olmak böyle birşey herhalde. ben kaybolacak diye önden koruyorum sonra kendim arkadan gelip kayboldu sanıyor.... ve sonra ben gene bulup kendime geri veriyorum!..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder