MUSTAFA KAHYA'NIN
ANISINA ŞİİR
Mustafa Kahya'nın
kim olduğunu bilen biliyor. Ben burada özetlemeyeyim ama 80
öncesinde başlamış siyasi bir yolculuğu hala yoğun sürdürmekte
olan bir figür diyeyim. Daha fazlası internette çeşitli sitelerde
bulunabilir. (sözgelimi şurada: http://siyasihaber.org/haber/enternasyonalist-komunist-mustafa-kahyayi-kaybettik)
Ben anısına şiir
dediğimde yoldaşlarından rol çalıyormuş gibi görünmek de
istemem. Öyle bir yoldaşlık ilişkimiz olmadığı gibi, sadece bir kez
görüştük hayatta. O görüşmede de bir Ağustos gölgesi altında Türkiye solu 90'lardan
2000'lere geçebildi mi geçemedi mi diye bir sürü tartıştık. HDP'nin seçimlerdeki aday politikalarından girdik TÜBİTAK'ın çökmesi
Kürt özgürlük hareketini neden ilgilendirsin'e dek gittik.
Yakınımızdaki bir ağaçtan toplanmış minik şeftalileri
yiyerek. Ona bir makale emailleyecektim -Osmanlı döneminde Ermeni
anarşistleriyle ilgili dosyayı da içeren Siyahi dergisinin
pdf'ini- o yüzden ayrılmadan önce bana emailini verdi. Masadaki
defterimin boş bir sayfasını açıp yazdı email adresini. Sonra
benim hayatımda bir iki karışıklık oldu, henüz email
atamamıştım ona, başka bir sürü şeyi de ihmal ettiğim veya
birbirine karıştırdığım gibi. Derken, tanıştıktan birkaç
hafta sonra, ölüm döşeğinde olduğuna dair bir haberi Twitter'da
gördüm. Birkaç güne kalmadı, yaşama veda ettiğini de öğrendik.
Yakında Almanya'daki bir konferansa gidip Ermeni soykırımıyla
ilgili sunum yapacağını anlatmıştı oysa biz konuşurken.
Anladığım kadarıyla 2015'e muhalif bir yerden hazırlanıyordu. O
günlerde Kaos GL dergisi'nin 20. yılı kutlanıyordu Ankara'da. Bir
anma ve tartışma etkinliği düzenlemişlerdi Tayfa Kitabevi'nde.
Ben de oraya gidip Karaşın, Siyahi, ADCS gibi alternatif yayın
tecrübelerimizle Kaos GL'nin bizim için yerinden bahseden küçük
bir konuşma yapacaktım. Havaalanından Bel-Ko ile Kızılay'a
gelirken yolda Mustafa Kahya'nın cenazesi için toplanmış
kalabalığı, onun için hazırlanmış bir pankartı gördüm
şaşkınlıkla. Uğurlamaya yetişmiş gibi hissettim kendimi. Daha
sonra etkinlikte de yakasında Mustafa Kahya'nın fotoğrafı olan
bir yayıncı söz aldı aynı gün. Çıkışta Ankara'ya kendimi bırakırken de yollarda duvarlara yazılamalar yapıldığını, Mustafa Kahya
Ölümsüzdür yazıldığını gördüm. Bütün bunlar siyasi
olarak veya bilimsel olarak veya yaşam açısından gayet
açıklanabilir, normal, sıradan veya aynı anlama gelmek üzere
anlamlı gelişmeler olabilir: ama benim için bir kişi ile tanışıp,
sohbetleşip, sonra böyle birden onun ölümsüzlüğünü ilan eden
duvar yazıları arasından cenazesinin kalktığını görmek
çatlaklarla dolu bir duyguydu, lafı fazla kasmadan en azıyla
söyleyebileceğim bu.
Neyse, ortak
tanıdıklarımıza başsağlığı diledik, durumu garipsememiz
zamanla zihinde arkalara gitti, gündelik hayat bastırdı ve
şeftali mevsimi bitince mandalinalar devreye girdi.
Sonra dün akşam
çağdaş sanat ile ilgili bir çalışmayı uygun bir kafede
yoğunlaşarak toparlamaya gittiğimde Mustafa Kahya ile tanıştığımız
gün masada duran defteri de yanıma almışım. Bir not almak için defteri karıştırırken bana emailini yazdığı sayfaya gözüm
ilişti. Fakat daha acayip olan emailinin hemen altına o gün birden
aklıma gelmesiyle unutmayaym diye karaladığım dörtlüğü görmek
oldu. Üzerinde çalışırım, bir şiire dönüştürürüm, belki
başka bir şeye evrilir, her neyse yazalım da deyip defterlere
çiziktirdiğim parçalardan biri. Ancak geriye bakınca dikkatimi çeken ilk dize oldu: “insan
kolay kayboluyor” yazmışım. Işe bak, ne ilginç, dedim.
Kehanet vs denmesini manasız buluyorum böyle durumlarda, benim
görebildiğim kadarıyla böylesi bilgiler -mesela karşınızdaki
kişinin çok hasta olduğu – size yüksek sesle söylemese de
sizin tarafınızdan ve mekandaki herkes tarafından bir şekilde
'biliniyor'. Çok mistik bulduysanız kuantum fiziğiyle de
açıklayablirim!
Şiirin adını da
Mustafa Kahya'nın koyduğunu düşündüm. Email adresi şiirin adı
olmalı ve bu dörtlük üzerinde bir daha hiç durmamalı, hiçbir
şey ekleyip çıkarmamalı. Ilk iki dizedeki yoğun ölüm/ölümsüzlük
tartışması son iki dizede ömür vurgusuyla, ömrün beyhudelikle
ve duyguyla doldurulmasıyla bir başka yerden ölümle mücadele
gibi göründü. Dizilerin sürekl bir sonraki bölümleri olması gibi. Sonra sezon finalleri. Ve derken başka bir dizi. Bilemiyorum.
mustafakahya1@gmail.com adlı şiir şöyle
çıkmış:
mustafakahya1@gmail.com
İnsan kolay
kayboluyor
metin o kadar
kolay kaybolmuyor
benimle bir ömür
dizi
seyreder
misin?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder