13 Ekim 2014 Pazartesi

MUSTAFA KAHYA'NIN ANISINA ŞİİR

MUSTAFA KAHYA'NIN ANISINA ŞİİR

Mustafa Kahya'nın kim olduğunu bilen biliyor. Ben burada özetlemeyeyim ama 80 öncesinde başlamış siyasi bir yolculuğu hala yoğun sürdürmekte olan bir figür diyeyim. Daha fazlası internette çeşitli sitelerde bulunabilir. (sözgelimi şurada: http://siyasihaber.org/haber/enternasyonalist-komunist-mustafa-kahyayi-kaybettik)

Ben anısına şiir dediğimde yoldaşlarından rol çalıyormuş gibi görünmek de istemem. Öyle bir yoldaşlık ilişkimiz olmadığı gibi, sadece bir kez görüştük hayatta. O görüşmede de bir Ağustos gölgesi altında Türkiye solu 90'lardan 2000'lere geçebildi mi geçemedi mi diye bir sürü tartıştık. HDP'nin seçimlerdeki aday politikalarından girdik TÜBİTAK'ın çökmesi Kürt özgürlük hareketini neden ilgilendirsin'e dek gittik. Yakınımızdaki bir ağaçtan toplanmış minik şeftalileri yiyerek. Ona bir makale emailleyecektim -Osmanlı döneminde Ermeni anarşistleriyle ilgili dosyayı da içeren Siyahi dergisinin pdf'ini- o yüzden ayrılmadan önce bana emailini verdi. Masadaki defterimin boş bir sayfasını açıp yazdı email adresini. Sonra benim hayatımda bir iki karışıklık oldu, henüz email atamamıştım ona, başka bir sürü şeyi de ihmal ettiğim veya birbirine karıştırdığım gibi. Derken, tanıştıktan birkaç hafta sonra, ölüm döşeğinde olduğuna dair bir haberi Twitter'da gördüm. Birkaç güne kalmadı, yaşama veda ettiğini de öğrendik. Yakında Almanya'daki bir konferansa gidip Ermeni soykırımıyla ilgili sunum yapacağını anlatmıştı oysa biz konuşurken. Anladığım kadarıyla 2015'e muhalif bir yerden hazırlanıyordu. O günlerde Kaos GL dergisi'nin 20. yılı kutlanıyordu Ankara'da. Bir anma ve tartışma etkinliği düzenlemişlerdi Tayfa Kitabevi'nde. Ben de oraya gidip Karaşın, Siyahi, ADCS gibi alternatif yayın tecrübelerimizle Kaos GL'nin bizim için yerinden bahseden küçük bir konuşma yapacaktım. Havaalanından Bel-Ko ile Kızılay'a gelirken yolda Mustafa Kahya'nın cenazesi için toplanmış kalabalığı, onun için hazırlanmış bir pankartı gördüm şaşkınlıkla. Uğurlamaya yetişmiş gibi hissettim kendimi. Daha sonra etkinlikte de yakasında Mustafa Kahya'nın fotoğrafı olan bir yayıncı söz aldı aynı gün. Çıkışta Ankara'ya kendimi bırakırken de yollarda duvarlara yazılamalar yapıldığını, Mustafa Kahya Ölümsüzdür yazıldığını gördüm. Bütün bunlar siyasi olarak veya bilimsel olarak veya yaşam açısından gayet açıklanabilir, normal, sıradan veya aynı anlama gelmek üzere anlamlı gelişmeler olabilir: ama benim için bir kişi ile tanışıp, sohbetleşip, sonra böyle birden onun ölümsüzlüğünü ilan eden duvar yazıları arasından cenazesinin kalktığını görmek çatlaklarla dolu bir duyguydu, lafı fazla kasmadan en azıyla söyleyebileceğim bu.





Neyse, ortak tanıdıklarımıza başsağlığı diledik, durumu garipsememiz zamanla zihinde arkalara gitti, gündelik hayat bastırdı ve şeftali mevsimi bitince mandalinalar devreye girdi.

Sonra dün akşam çağdaş sanat ile ilgili bir çalışmayı uygun bir kafede yoğunlaşarak toparlamaya gittiğimde Mustafa Kahya ile tanıştığımız gün masada duran defteri de yanıma almışım. Bir not almak için defteri karıştırırken bana emailini yazdığı sayfaya gözüm ilişti. Fakat daha acayip olan emailinin hemen altına o gün birden aklıma gelmesiyle unutmayaym diye karaladığım dörtlüğü görmek oldu. Üzerinde çalışırım, bir şiire dönüştürürüm, belki başka bir şeye evrilir, her neyse yazalım da deyip defterlere çiziktirdiğim parçalardan biri. Ancak geriye bakınca dikkatimi çeken ilk dize oldu: “insan kolay kayboluyor” yazmışım. Işe bak, ne ilginç, dedim. Kehanet vs denmesini manasız buluyorum böyle durumlarda, benim görebildiğim kadarıyla böylesi bilgiler -mesela karşınızdaki kişinin çok hasta olduğu – size yüksek sesle söylemese de sizin tarafınızdan ve mekandaki herkes tarafından bir şekilde 'biliniyor'. Çok mistik bulduysanız kuantum fiziğiyle de açıklayablirim!

Şiirin adını da Mustafa Kahya'nın koyduğunu düşündüm. Email adresi şiirin adı olmalı ve bu dörtlük üzerinde bir daha hiç durmamalı, hiçbir şey ekleyip çıkarmamalı. Ilk iki dizedeki yoğun ölüm/ölümsüzlük tartışması son iki dizede ömür vurgusuyla, ömrün beyhudelikle ve duyguyla doldurulmasıyla bir başka yerden ölümle mücadele gibi göründü. Dizilerin sürekl bir sonraki bölümleri olması gibi. Sonra sezon finalleri. Ve derken başka bir dizi. Bilemiyorum.

mustafakahya1@gmail.com adlı şiir şöyle çıkmış:

mustafakahya1@gmail.com

İnsan kolay kayboluyor
metin o kadar kolay kaybolmuyor
benimle bir ömür dizi
seyreder misin?





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder