18 Aralık 2010 Cumartesi

Leopar


Leopar'ı seyrettim sonunda. Kütüphanede cuma akşamı bir film alsam mı diyordum, haftasonu seyrederim zamana yayarak diye. karşıma çıktı birden. aldım hemen.
ne kazar uzun filmmiş. gerçekten böle böle seyrettim. biraz seyret, birak baska seyler yap, gazete oku kitap oku geri dön biraz daha seyret, makale oku, geri don biraz seyret, ekrani kucult gmaile bak haber sitelerine bak, haydi tekrar dön seyret....
ama balo sahnesinin baslangicindan itibaren, yani son turu, bir maratonu stadyumda bekler gibi, kesintisiz seyrettim.
Lampedusa hakkında şurda burda okuduklarim, üzerinde durabilecegimi dusunduruyor.
ama itiraf etmek gerekirse henuz Leopar'i okumus degilim. acaba neden atladim? okuyayim diye bile dusunmemistim onceden, birakiniz okumayi.
once klasik filmi seyretmis oldum. ama sonucta film de Visconti filmi.
tarihin şimdi degilse de yarın yaratilabilecegi fikrinin altini cizmeyi dusundum, o diyalogun. ama bunun icin kitabi okumak lazim.
acaba turkiyeye donunce turkcesini mi alip okusam burada ingilizcesini mi alsam? ilginc bir sekilde, turkcesi daha ucuz. acaba cevirisi de daha iyi midir?
Claudia Cardinale ne kadar güzelmiş! bilmiyormuşum veya unutmuşum. ve ne tuhaf bir oyunculuğu var. bir yabansılık. mesela Angelina Jolie'ninkinden cok farkli bir disilik. bazı hareketlerini anneme de benzettim. yoksa onlar bir donemin hareketleri miydi?
bu arada film neredeyse 3 saat. tam maraton gibi...
178 dakika.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder