26 Ocak 2009 Pazartesi

ebru mu mozaik mi

Rahmi ile birlikte Varlik'a ve Okuz'e seri yazilar yazdigimiz donemde, 2000-2002 gibi iste, bu 'mozaik degil ebru' bulusu bizi cok heyecanlandirmisti. mozaik degil mermer ulan mermer gunleriydi onlar cunku...
sonra bir gun Rahmi'nin yuzunde eksi bir ifadeyle geldigini hatirliyorum, Elif Safak bizim ebru metaforunu kullanmis gordun mu dedi. gormemistim, anlatti. Okuz'deki yazidan falan gormus herhalde dedi. cunku mozaik-ebru sicramasi boylesine herkesin ilk aklina gelecek bir benzetme gibi gorunmemisti bize.
Elif Safak nasil aciklamisti hatirlamiyorum. ama biz soyle dusunmustuk: mozaikte parcalar yan yana duruyorlar, farkli farkli renklerde farkli farkli parcalar. eyvallah. ama sadece yanyana duruyorlar, birbirlerine karismiyorlar. bu yanyanalik icice gecmeyi icermiyor ve ortaya yeni bir sey cikmasi anlamina gelmiyor demistik.
simdi de Mario Levi ile yapilmis bir soylesiyi okuyorum Radikal Kitap'ta (http://www.radikal.com.tr/Default.aspx?aType=EklerDetay&ArticleID=917154&CategoryID=40&Date=26.01.2009), orada da Levi 'ye soru soyle yoneltiliyor:
"Türkiye’deki farklılıklara da değiniyorsunuz. Yahudi olanlar, Rum olanlar... Ve her birinin ilişkileri... Türkiye için kullanılan bir tanımlama vardır, mozaik. Siz ebru diyorsunuz. Neden mozaik değil de ebru?"

Levi'nin cevabi da soyle:
"Bu çok önemli. Biliyorsunuz mozaik taşlardan oluşmuştur, ama bir taş tek başına bir anlam ifade etmez. Ama renk başkadır. Ebruda her renk tek başına bir anlam ifade eder, ama başka renklerle birlikte olduğunda daha çok anlam kazanır. Ebrunun özelliği budur. Renkler birbirinden ayrılamaz. Her renk gerekirse kendinden bir renk verir ötekine. Öteki renkle var olabilir ancak. Benim özlediğim Türkiye böyle bir Türkiye. Bu nedenle hep ebrunun peşindeyim."

hersey zamanla nasil da degisiyor. bir kere butun bu mozaik-ebru hattinin mermer hattiyla mucadelesi kenarda kalmis gorunuyor. ikincisi mozaikin zaafi taslarin tek baslarina bir anlam ifade etmemesi olarak konmus -halbuki bir renk tek basina anlam ifade edermis. bu durumda mozaik bireylerin(ve kimliklerin) tek tek tasidiklari degeri eksik yansittigi icin kusurlu. hemen ardindan da renklerin birbirinden ayrilamazligini anmis Levi ki ebru metaforunun esas 'yaygin' kullanilma sebebi de bu yaniydi sanirim isin.
ebru metaforu bir de bir yerellik tadi veriyor ve yerellikle birlikte ozgunluk. hani sanki sadece burada gorulen bir toplumsal ic ice gecme tipini gene buranin bir sanat anlayisi ne de guzel yansitiyor gibisinden...

mesela bu toplumsal birliktelik atmosferi yara aldiginda, diyelim Israil-Gazze etkisiyle Turk Yahudisi olmak Turkiye'de sorunlu bir hal alinca Leyla Navaro hizla yogun dolasima giren bir yazi yazdi(http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalHaberDetay&ArticleID=918064&Date=26.01.2009&CategoryID=99), orada diyor ki:
"O kadar sözü edilen, gururla taşınan ‘kültür mozaik’i sadece bir turistik slogan, bir yanılgı, yanılsamaymış... Esas arzu edilen, amaçlanan ‘mozaik’i tek renge indirgemekmiş..."

aslinda boylece Navaro mermer gunlerinin geri dondugunu soyluyor -en azindan belirli bir eksende.
tek renk mermer rengidir.
kultur mozaiki turistik bir slogansa eger ebru daha da turistik bir slogan olabilir aslinda. halbuki amac o turistik resim doldurma kaygisindan alip yasamsal bir yere tasimak, yasam katmak, ic ice gecmislik birlikte baska bir sey olma ve olan seyin guzel bir ebru olmasi uzerinden dusunmekti.
Arat da demiyor muydu, eksik olduk daha kotu oldu ama diye.
evet ebru metaforu eksik olmadiklari olcude guzel olduk ebru olduk diyordu.
ama bugun o da turistik bir isik altinda kalmis, biraz solmus gibi. o ilk heyecanindan eser yok.
"Turkiye bir mermer degildir, bir mozaik de degildir, yuzyillardir bu cografyaya hakim olmus benzersiz bir ebrudur!" diye bir kursuden bagirsa bir lider...ve kurbanlar kesilse, kurban kaninin kirmizisi ile vatan topraginin icice gecisini ovse ayni lider...
amma agir olurdu... fakat belki de hakettik...
mermer-mozaik cekismesini yasayan birseyle karsilamaliydik. yasayan ve soluk alan ve kararlar alan ve uygulayan...turistik olamayacak birseyle. turistik olanin avucundan kayiverecek bir seyle...
tabii mevcut Turkiye boyle bir sey olmadigindan mevcuda bakmanin fazla bir esin vermeyecegi asikar :)
olmasini istedigini soylemek sozu daha temassiz kilmiyor.
temas gene yuksek seviyede.
mesele de hayati.
olmasini istemek de bir dilek bir temenni degil, dilek dileyenlerin lehine bir formul daha degil.
oldurmaya calismaya adayim demeye geliyor...
ya da oyle oldugunda dinamizmine geri kavusuyor, turistigin elinden kayiyor ve seruvenine basliyor...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder