27 Ocak 2009 Salı

herşeyi ya geç okuyorum ya da geç seyrediyorum. Rusya gibiyim -hani bir duvar yazısı varmış ya Rusya'da: "Kıyamet koptu! Yirmi yıla kadar başımız belada!"
Babam ve Oğlum'u da yeni seyrettim.
ve tabii geç olarak anladım -meğer Sonbahar filmi Babam ve Oğlum filminin bir güncellenmesi ve radikalleştirilmesiymiş, bariz göndermeler de varmış. ilerde herhalde araştırmacılar bu filmleri karşılaştırırken dönemlerin siyasi farklılıklarına da epey dikkat kesilmek durumunda kalacaklardır, pek çok 'sanatsal' tercihle dönemler arasında da bağlantı var sanki.
meğer Babam ve Oğlum bir hat açmış ve o hat genişlemiş başka birşeye dönüşmüş...
belki de çoktan bir sürü yazı çıkmıştır bu konuda da benim haberim yoktur.
benzeri birşey şöyle başıma gelmişti: bir gün kütüphaneden Milos Forman filmi diye Ragtime (1981miş tarihi) filmini aldım. filmi seyrediyorum öylesine falan. sonra seyrettikçe, aa oldum, bu film basbayaa Michael Kohlhaas'ı hatırlatıyor. film devam ettikçe gözlerime inanamadım benzerlik karşısında. resmen güncelleme ve yeni denemeler ekleme vardı. sonra hemen kitabı ödünç aldım kütüphaneden biraz başlamıştım ki İstanbul'a döndüm, İstanbulda Türkçesini hemen okumaya giriştim, Caz Dönemi, E. L. Doctorow.
zaten ne zamandır Michael Kohlhaas ve parrhesia kavramı üzerine bir yazı yazma hazırlığım vardı. o yazıya mutlaka bu Doctorow kitabını da katacaktım ve yeni bir kelebek keşfetmiş gibi heyecanlıydım. bir sürü düşündükten falan sonra gene hayli geç olarak olayı bir googlelamaya databaseleri bir check etmeye kalkmamla durumu anlamam bir oldu. meğer Doctorow bu göndermeyi zaten göstere göstere yaptığı gibi bu konuda bir dolu da şey zaten yazılmışmış!
şimdi hiç canım o yüzden googlea bakmak istemiyor bu gece (en azından)...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder