üsküdarı hiç sevemedim sevmedim. adliyeler semti. hele bundan sonra benim için bütün üsküdar şantiyeler arasından kafasını çıkarıp bağıran mübaşirler, vinçlerle gezen hakimler demek olacak...
ogün samast bereli tiplerin böyle yoğun olduğu bir mahalle daha var mı şehirde acaba.
salyangoz satılmayan mahallelerin en yaka silkilesilerinden biri.
ortadaki çeşme de muhtemelen cellat çeşmesi.
üsküdar aleyhine bir şiir yazacağım, bu böyle kalmaz, burada bitmez.
daha önce bir yazımda şöyle laflar etmişim:
"Ali Asker Barut’un yıllar önce (baktım, 1994’müş) Üsküdar şehrinin merkezini anlatır gibi keyifle anlattığı “Aşağı Üsküdar” adlı kitabı geldi aklıma. Barut da Üsküdar şiirlerini Almanya’dan yazmıştı. Üsküdar, uzaklaştıkça mı güzel ne?... Ben Üsküdar’da tek birşeyi sevebildim: motorla Beşiktaş’a geçmeyi! Ki Beşiktaş da ancak geçerken iyidir..."
gene motorla beşiktaştan indim sonra motorla kabataşa geçtim. üsküdar meydanı değil sosisli artı hamburger meydanı, üsküdar artı açık ayran.
evet acısını tam tatmak için mi ne, yedim de sosislilerinden hamburgerlerinden bu süreçte...
hamburgerler gerçekten akılalmaz kötüydü...
hadi çıkalım bakalım evden. şimdi eski gözağrıma, Gaziosmanpaşa'ya gidiyorum...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder